Onlara “Z Kuşağı” diyoruz… ONLAR... Zamanın ruhunu değiştiren insanlar…
Dikkat süreleri kısa diyorlar. Evet, yalnızca 8 saniye... Ama 8 saniyede neye dikkat edeceklerini çok iyi biliyorlar.
Gürültüyü hemen eleyip öze odaklanıyorlar. İçinde sahicilik olmayan her şeyden hızla uzaklaşıyorlar.
Sorguluyorlar... “Neden?”, “Nasıl?”, “Ne işe yarıyor?” Yüzeyde kalmıyorlar. Sorgulamak için doğdular. Çünkü onlar sadece çalışmak değil, anlam bulmak istiyorlar.
Sizce de cesaretli değiller mi? Rol yapmıyorlar. “Olmuş gibi”, “mutluyum gibi” davranmıyorlar. Onlar gerçeği arıyor. Ve bulamadıkları yerde kalmıyorlar. “Sahici değilse, benim değil” diyorlar.
Bu bir eksiklik değil, bu bir aynadır. Ve BİZE KENDİMİZİ gösteriyorlar.
Sadakatleri yok mu sanıyorsunuz? Sadece maaş değil, bağ kurmak istiyorlar. “Bana değer verildiğini hissediyor muyum?” İşte bu sorunun cevabını arıyorlar.
Geri bildirim istiyorlar. Çünkü değişmekten korkmuyorlar. Yeter ki ona nasıl olduğunu, nasıl daha iyi olacağını gösterin.
Birlikte yürümek isteyen birilerini arıyorlar.
Ve en önemlisi... Onlar bizi değiştirmeye gelmediler. Ama bize kendimizi yeniden tanıma fırsatı sunuyorlar. Onları anlamaya çalışırken, belki de ilk kez kendimizi gerçekten anlıyoruz.
Peki sizce… Bu kadar cesur, hızlı, sahici ve anlam arayan bir kuşağı yönetmek mi zor, yoksa yanlarında yürümek mi DEĞERLİ ?
Z kuşağı sadece gelecekte yer almayacak. Zaten buradalar. Ve biz onlarla birlikte yürümeyi öğrendikçe, gelecek de bizimle birlikte şekillenecek.
Esma Erkmen / Educaryo Eğitim Direktörü